Kıymetli Kardeşlerim, Peygamberimiz (s.a.v.) tavsiye buyuruyor: 'Kendin için istediğini mü'min kardeşlerin için de iste; kendin için istemediğini onlar için de isteme! Elinle dilinle kimseyi incitme!'
İnsanlık âlemi bugünkü küfür ve ilhadı- nı, İslâm'a karşı düşmanlık ve inkârını bırakarak, ahlâk ve muamelât üzerindeki dinî prensiplerimizi benimsesinler; kısa zamanda yeryüzü bir cennet manzarası arz edecektir, iftiralar kalkacak, sahtekârlıklar, karaborsacılık, katillik, cânilik, namusa göz dikme, sû-i istimalden hiçbir şey kalmayacak; yalnız halk, yalnız adalet, yalnız iyilik ve güzellik hâkim olacaktır.
Bunların gerçekleşmesi için yukarıdaki hadislerle amel etmek kâfidir. Bu iki hadis-i şerif bütün dünyanın huzuru için yeterlidir.islâm büyükleri, insanlığın saadeti için gerekli olan güzel ahlâk mevzuunda muhtelif tarifler yapmışlardır.
Hasan-ı Basrî (k.s)'ye göre güzel ahlâk; güleryüz, bol ihsan, ve men-i iza, yani insanların herhangi bir sıkıntısını gidermektir. Nitekim, iman yetmiş şube olup, birinci şubesi şehadet, yetmişinci şubesi de yollarda millete ezâ veren; diken, taş vb. şeyleri kaldırmaktır. Bütün iyilikler imanın şubesi oluyor.
İmam-ı Suyûti'ye göre güzel ahlâk; Allah'tan gelen her şeye rıza göstermek, nimetlere şükretmek, belalara sabretmektir. Rabbımız bir hadis-i kudsîsinde buyuruyor: 'Ey âdemoğlu, kaza veririm razı olmazsanız, belâ veririm sabretmezseniz, nimet veririm şükretmezseniz benden başka bir Allah arayın!' Hz. Ali (r.a.)'ye göre güzel ahlâk:
1) Haramlardan sakınmaktır: Başkasının ırzına, namusuna bakmamak; şehvet gözüyle değil, şefkat gözüyle bakmak, hi- yanet gözüyle değil, siyanet gözüyle bakmak.
2) Helâl talep etmek.
3) Ehl ü ıyâliyle hoş geçinmek: Öyle insanlar var ki, ailesine karşı zâlim kesiliyor, vurunca çocuğun burnunu kanatıyor, kendi öfkesini teskin için kaldırıp kaldırıp yere çarpıyor. Olur mu kardeşlerim, hiç Allah râzı olur mu?
Abdullah-ı Tüsterî'ye göre güzel ahlâk:
1) Halkın ezasına tahammül etmektir: Tahammül etmeyip karşısına dikilip, düşmanlığın devam ettirilmesi doğru değildir.
2) İyiliği mukabilinde mükafat beklememek: Yani iyiliği Allah rızası için yapmak. Yoksa neye yarar senin iyiliğin, yapıp yapıp da başına kaktıktan sonra. Bir insana kırk yıl iyilik yapsan da, bir defa başına kaksan kırk senelik ettiğin iyilik mahvo- lup gidiyor.
3) Zalimlere bile merhamet etmek: Yani ıslahları için dua etmek. Üstadımız; 'Yâ Rabbi, şu zatın bana ettiği kötülüğe karşılık onu ıslah et ve ondan râzı ol!' derim, buyuruyor. Kahhar ismiyle kahrolsun, demiyor. Bizim gibi değil onlar. Büyüklerin kalbi daima Mevlâ ile olduğu için böyle şeylerle meşgul olmazlar. Allah'ımız bizleri de öyle etsin inşallah.
Güzel ahlâk aynı zamanda bunların hepsidir. Yine bu konudaki bazı hadis-i şeriflerde şöyle buyruluyor: 'Mü'minlerin imânen en olgunu, ahlâken en güzel olanıdır.' 'Sizin hayırlınız, ehline (ailesine, çoluk çocuğuna) en hayırlı olanmızdır.'
Sahabe-yi kiram, Resullullah (s.a.v.) Efendimiz'e sordular: 'Yâ Resulallah, sana en sevgili ümmet kimdir?' Peygamberimiz (s.a.v.), 'Bana en sevgiliniz, âhirette meclisime, cennetime en yakın olanınız, ahlâkı en güzel olanmızdır.'
Hamd olsun Âlemlerin Rabbi olan Allah'a...