Tarih : 03.01.2012 14:48:47
Okunma : 993
Akrabalardan olan baba ve dedelerin nafakası baba ve oğullara aittir. Ana-babaya iki şartla nafaka vacip olur:
1. Fakirlikle birlikte sürekli hastalık.
2. Fakirlikle birlikte delilik.
Çocuklara üç şartla nafaka vacip olur:
1. Fakirlikle birlikle küçüklük.
2. Fakirlikle birlikte sürekli hastalık.
3. Fakirlikle birlikte delilik.
Köle, cariye ve hayvanların nafakası da vaciptir. Yapamayacağı işten yükümlü değildirler. Nafakası vacip olanlar şunlardır: Ana-babalar, öz çocuklar, karı, köle ve hayvanlardır.
-Anne-babanın nafakası yukarıda açıklandığı gibi fakir ve muhtaç oldukları takdirde oğluna aittir.
Burda şu hususu belirtelim: Ana-babanın oğullarının mallarından al maları, oğulların izni olsun olmasın caizdir.
Hz. Aişe (r.anha) peygamberimizden şöyle rivayet eder:
' Kişinin yediklerinin en temizi, kendi kazancından ve oğlunun kazancından yediğidir.'
[1]
-Ana-babanın ihtiyaçları oldukları takdirde israf ve savurganlık yapmamak şartıyla oğullarının mallarından yukarıda temas etliğimiz gibi yararlanmaları caizdir.
Bir adam, 'Ey Allah'ın Resulü! benim malım ve çocuklarım var. Babam malımı yok etmek (almak) istiyor, dedi.
Allah Resalu (s.a.v.) şöyle buyurdu:
'Sen ve malın babanındır.'
Burdaki 'babanındır' lafzı, elbetteki ki temlik için değil, mubah olduğunu belirtmek için. Yoksa mal çocuğundur. Zekatı o verir. Malı miras bırakan da odur.
Ana baba için çocukları üzerinde nafaka şu şartlarla vacip olur:
a) Ana baba fakir olmalıdır.
b) Çocuğunun eli varlıklı olmalıdır.
c) Çocuğun yanında onun, kendisinin, karısının ve çocuklarının bir gün ve bir gece yiyecek ihtiyaçlarından fazla bir şeyin bulunmasıdır.
[2]
Kişi köle ile cariyesine memlekette çoğunlukla geçerli olan yiyecek ve giyeceklerden yedirip giydirmesi vaciptir.
-Hayvanların nafakasını temin etmek gücünden fazla iş yüklememek vaciptir. Köle ve cariyelere de fazla ve gücünden ziyade iş yaptırmamak vaciptir. Köle ve hayvanların nafakası için Hazreti Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
'Kölelerin yiyecek ve giyecekleri verilmelidir. Onlara kaldırabilecekleri kadar yük yüklenmelidir.'
[3]
Ebe Zerr (r.a.)'dan rivayetle Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
'Hizmetçileriniz sizin kardeşlerinizdir. Kimin eli altında hizmetçisi (kölesi) varsa yediği yemekten ona yedirsin ve giydiği elbiseden ona giydirsin. Onları zorda bırakacak bir yük de yüklemesin.'
[4]
Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.
'Bir kadın kendine ait olan bir kediden dolayı cehenneme girmiştir. Kadın onu bağladı da ne yiyeceğini verdi ne de yerin haşerelerinden tutup yemesi için salıverdi, nihayet kedi açlıktan öldü.'
[5]
Zevcelerin Nafakası
Kocasına itaat eden kadının nafakası, imkânlar ve kudret dahilinde vacip olur. Koca zengin ise; çoğunlukla tüketilen gıda maddesinden iki müd'dür. Yiyim ve giyimler ise adetlere göre karşılanır. Koca fakir ise; Oturduğu memlekette çoğunlukla tüketilen gıda maddesinden bir müd'dür. Yicecek ve giyecekler ise, fakirlerinkine tabidir.
Koca orta halli ise; verilecek nafaka bir buçuk müd'dür. Yiyecek ve giyeceklerde orta halli sınıfa tabi tutulur.
Eğer kadın kendisine hizmet edilecek durumda ise hizmetçisinin nafakası da verilir. Eğer koca nafaka veremiyecek durumda ise, karısı nikahı feshedebilir. Cinsi temasta bulunmadığı karısının mehrini veremeyecek duruma düşerse, yine kadın nikahını feshedebilir.
Kadının nafakası kocası üzerine vaciptir. Burdaki nafakadan maksat kadın zengin bile olsa ona yemek, ev, hizmet ve tedavi gibi ihtiyaç duyduğu şeyleri temin etmektir.
Nafaka; kitap, sünnet ve icma-ı ümmet ile sabittir. Kitaptan delil Kuran-ı Kerim'in şu ayet-i kelimesidir:
'Boşadığınız, fakat iddeti dolmamış kadınları gücünüz nisbetinde kendi oturduğunuz yerde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için zarar yermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler doğurmalarına kadar nafakalarını verin'
(Talak: 65/6)
Nafaka'nın sünnetteki deliline gelince, Resulullah (s.a.v.) Veda Hacc'ında şöyle buyurmuştur:
'Allah'ın sözleriyle onları kendinize helal kılmışsınız. Kadınlar hakkında Allah'tan korkun. Arzu etmediğiniz kişileri evlerinize almamaları sizin onlar üzerinde olan hakkınızdır. Bunu yaparlarsa hafifçe onları dövebilirsiniz. Onların da sizin üzerinizde uygun ve makul bir şekilde nafaka ve giyim hakları vardır.'
[6]
Muaviye El Kuşeyri'den rivayet olduğuna göre bir zat Resullullah (s.a.v.)'a şöyle sordu:
-Ya Resulallah hanımlarımızın üzerimizde hakkı nedir?
Resulullah (s.a.v.):
''Yediğinden ona yedirmen, giydiğinden ona giydirmen, yüzüne vurmaktan sakınman, onu kötülememen ve gerekirse ancak onu evinde tutmandır'
[7] buyurdu.
Kocanın, karısının nafakasını temin etmesi gerekir. Bu nafaka, kocası üzerine vaciptir.
Koca üzerine vacip olan nafakanın ölçüsü şudur:
Koca zengin ise, örf-adete göre memleketteki zenginlerin yiyecek ve giyeceklerinden,
Koca orta halli ise, aynı şekilde orta hallilerin yiyecek ve giyeceklerinden,
Koca fakir ise, fakirlerin yiyecek ve giyeceklerinden karşılaması vaciptir. Ebu Kureyre (r.a) şöyle rivayet eder: Hz. Peygamber, hanımının nafakasını karşılamayan kişinin hannımından ayrılmasını buyurmuştur.'[8]
[1] Ebu Davud, 3528; Tirmizi, 1358.
[2] Kitabul fikh Ala Mezahibil Erbaâ , 6/452.
[3] Müslim, 1662.
[4] Müslim, 1661.
[5] Buhari, 3295; Müslim, 2242.
Kadı Ebu Şuca’, Ğayet’ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 486-487.
[6] Müslim, 1218.
[7] Ebu Davud, 2144.
[8] Darekutni, 3/297.
Kadı Ebu Şuca’, Ğayet’ül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 488-489.