Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Her sanat için ehlinden yardım isteyin.”1 Hiçbir sanat kendi kendine öğrenilmez. 0 sanatı bilenden öğrenmek gerek. Onun için âyet-i kerimede “Ey imân edenler, Allah’tan korkun ve sâdıklarla beraber olun.2” diye ifâde edilen Allah’ın sadık kullarına, mürşid-i kâmillere ihtiyaç var.
En basit meslek, hasır dokumayı bile insan kendiliğinden yapamaz. İllâ birisi dokurken görecek, öğrenecek. Ustasız, harçsız, çimentosuz kendi kendime ben ev yaparım dersin. Belki de yaparsın. Amma en küçük sarsıntıda paldır küldür yıkılır. Onun ustası var. Temeli nasıl atılır, demiri ne kadar konulur, kaç torba çimento katılır onu o bilir. Yoksa, rastgele yığılan her binânın içinde oturulmaz kardeşlerim.
Mâlûm olduğu üzere, nefis ve şeytan gibi iki düşmana karşı koymak her yiğidin harcı değildir. Hem nefis var hem de şeytan. Bu düşmanlar milyonlarca mü’minleri yoldan çıkararak isyâna sevk etmişler. Kumarhaneler dolmuş, gazinolar dolmuş, sinemalar dolmuş, televizyon başları dolmuş.
Nefis ve şeytâna karşı mücâdelede bir mürşid-i kâmilden istimdat gerek.
Mürşid, Allah yolunda bir kılavuz, bir vesiledir.
“Allâh’ın öyle kulları vardır ki onları gördüğünüz zaman Allah hatıra gelir.”3 Hadisinin sırrınca, mürşid-i kâmile râbıta eden kalbe şeytan zarar veremez. Sâdık
bir ihvan, onun vasıtasıyla Cenâb-ı Hakk’tan tefeyyüz eder, feyiz alır.
Râbıtadan hakkıyla istifâde etmek için, dünyâ muhabbetini kalpten atmak gerek.
Çünkü bütün kötülüklerin başı dünyâ muhabbeti. Dünyâ muhabbeti olan kâlbe tecelli olmaz. Onun ilacı da ölümü çok düşünmektir.
Yunus, ko yalan dâvâyı
Gel ortaya ko sivâyı
Temiz et gönül evini
Dost gelecek kondurmaya
Kardeşlerim, benim bahçem, benim evim, benim param dediğimiz bütün mallardan geçeceğiz bir gün. Âzâlarımız birbirleriyle vedâlaşacak. Azrâil (as) gelecek. Şeytan îmânımızı almak için buzlu sular gösterecek. O anda îmân nasib olacak mı olmayacak mı bir düşünelim. Kabir ahvâlini düşünelim. Mahşeri düşünelim. Cennet fırkası ayrılsın, cehennem fırkası da ayrılsın diye nidâ edildiğinde ne tarafta olacağımızı düşünelim. Düşünelim de kalbimiz yumuşasın. Füyûzâtı ilâhiyyeye hazır hâle gelsin. Ölüm olmasa insan ıslâh olmaz. Mürşid-i kâmil olmasa irşâd olmaz.
Rabbim bizleri ıslâh olan, irşâd olan kullarından eylesin.